Tarihimizi Çalanlar Bursalı olamaz!

Hadi eski Bursa'yı canlandıralım; tarih kitaplarında okuduklarımız bir yanımızda, anılar bir diğer yanımızda, bir de eskilerin hatıralarını alıp başlayalım zaman denilen yolculuğa.

Mesela Bursa'da yer alan Bizans Sarayı'nın avlusunda yer aldığı söylenen ve Bizans saraylısının sandal sefası yaptığı o havuz'a ne oldu?.. Bazı tarih kitaplarında o havuzdan gelen suların şimdiki Tophane yönünden, Devlet Hastanesi'nin oradan Altıparmak'a kadar aktığı söylenir. Hani o sanat timsali diye Altıparmak Caddesi başına konulan ucube taşların olduğu yere doğru...

Mesela Sultan Abdülaziz, Bursa'da hangi evde konakladı? Ya da Fatih Sultan Mehmed'in (bazı tarihçilerin yazdığına göre) Bursa'da doğduğu söylenen o Muradiye'deki eve ne oldu? Yıldırım Bayezid'in düğününün yapıldığı, Osmanlı'nın ilk sarayı kabul edilen Bursa Sarayı'na (Bey Sarayı) neden sahip çıkılamadı ve o saraydan günümüze kalan bir şey de mi yok?

Cumhuriyetin ilk yıllarında kullanıldığı bilinen o hükümet binası şimdi nerede? Ahmet Vefik Paşa'nın açtığı tiyatro binası hangisi ve nasıl bir mimariye sahipti?

Bir çok büyük zatın defnedildiği söylenen o Deveciler Mezarlığı'na ne oldu?

Aziz Nesin'in bahsettiği Şeref Garajı neresi?..

Bursa yeşildir, ovasının yeşilini anlatmakla bitiremeyen bir çok edebiyatçımız gibi bir çok Bursalı da yeşilliği ile övünür Bursa'nın ve bütün Bursalı'ların haklı olduğu bu övünç kaynağı ne yazık ki günden güne eritiliyor ve tarih yağma edilirken yeşil renk de siliniyor. Evliya Çelebi bu halini görseydi Bursa'mızın acaba ne yazardı? Şehrin göbeğine dikilen, toplu konut adı altında yapılmış olan o büyük binalara bakınca "Nerdesin hey Koca Sinan! kalk da gör, senin kıyamadığına nasıl kıydılar.." diyesi geliyor insanın. 

Mimar Sinan'ın kıyamadığı yeşile kıyanlar sadece yeşilimize kıymadılar, tarihimizi de çaldılar.
Tarihimizi çalanlar Bursalı olamaz!