Şubat 1932 doğumlu olan anneannemin annesi Bursalı. Dün anneanneme "Bursa'ya gidiyorum" dediğimde, çocukluğunda gittiği ve hatıralarının en güzel yerinde sakladığı, anneannesinin havuzlu evinden bahsetti. Kitap Evi Otel'e geldiğimde bahçesindeki o minik havuzu görünce içim bir tuhaf oldu. Anneannemin bahsederken gözlerinin içi parladığı o anı anımsadım...
Otel görevlisi "Kahvaltınızı bahçemizde almak ister misiniz?" demese, ayakta saatlerce o havuza bakabilirdim.
Minik serçelerin, insanlardan çekinmeden havuzdan su içmesi eşliğinde, çok güzel bir kahvaltı yaptık. Bu bahçede sanki zamanı durduran bir şey vardı, saatlerce oturuyor olduğumuzun farkına ancak küçük kızımın telefondaki öfkeli sesi ile farkına varabildim; "Neredesiniz saat öğlen oldu, hani vardığınızda arayacaktınız." Evet, bu bahçede gerçekten zamanı durduran bir şey var! Ve ben çok şanslı olduğumu hissediyorum ki kaldığımız odamız, bahçe manzaralı, içerisinde harika bir şöminesi olan, tam da anneannemi gençlik yıllarına götürecek bir oda...Ya o gardrop?... Sanki anneannemin yıllar önce kullandığı gardrop...
Bu kez farklı bir gezi olsun istedim. Anneannemin Bursa'sını gezmeye karar verdim. Otelimiz şehir merkezinde yer aldığından anneannemin Bursa'sı buralarda bir yerlerde saklıydı, hissediyordum. İlk durak; anneannemin Bursa'ya ayak bastığı yer, 'Şeref Garajı'. Otelimizden çıkıp Ulucami'ye vardığımızda sorduğumuz, kimse bilmiyordu. Hatta Turizm Danışma Bürosu'na dahi sordum, bilen olmadı. Hayal kırıklığıyla otelimize geri döndük. Daha ilk adımda anneannemin Bursa'sına ulaşamamıştım. Ama yılmaya da niyetim yok!
Yüksek duvarların çevirdiği, zamanı durduran bahçede tek başıma oturmuş, internetten Bursa Şeref Garajı'nı aramaya başladım. Umutsuz bir haldeydim ve ne yazık ki bir bilgiye de raslayamıyordum. Otel çalışanlarından birinin uzaktan beni izlediğinin farkına vardım ve son bir ümitle ona sormaya karar verdim.
"Ulucami'nin de bulunduğu Atatürk Caddesi boyunca yürüdüğünüzde yol ikiye ayrılacak, sağ taraf Setbaşı'na gider, sol taraf İnönü Caddesi'ne iner. İnönü Caddesi'ne girin ve aşağıya doğru yaklaşık kırk-elli metre yürüdükten sonra solunuza Hüzmen Plaza denk gelecek. Aradığınız Şeref Garajı işte o alan üzerindeymiş yıllar önce..."
Benim güzel anneannem, senin Bursa'nı buldum!
Mutluluk içinde merakla sordum; "Bugün kaç kişiye sorduysam bilen olmadı. Bu bilgiye sahip olmak için de çok genç değil misiniz?"
"Bursa; kimine göre tüm zamanların güzel şehri, kimine göre ulu bir şehir ve kimine göre de bir sürgün şehri. Roma ve Bizans döneminde başlamış sürgünler Bursa'ya. Çok sayıda aydın sürgün edilmiş. İstanbul başkent olunca bu gelenek Osmanlı'da da devam etmiş. Ve yine ulema adı verilen Osmanlı aydınları sürgün edilmiş. Şeyh Bedrettin, İznik tutsağı Sinan Paşa (Fatih'in veziri), Türkiye'de ilk gazeteyi çıkaran Agah Efendi, ünlü gazeteci ve edebiyatçı Süleyman Nazif, Ferik İbrahim, Mevlanazade Rıfat ve daha niceleri. Askeri sürgünler daha çok Girit ve Rodos'a yapılırmış. Nedeni ise Bursa'nın İstanbul'a ne çok yakın ne de çok uzak olması, göz önünde tutmak istemeleri biraz da aslında. Cumhuriyet döneminde de sürgünler devam eder ve yine aydınlar; Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Deniz Gezmiş, Aziz Nesin... Aziz Nesin bu sürgün yıllarını 'Bir Sürgünün Anıları' isimli kitabında yazar ve yayınlar." Restorant bölümünde yer alan kitapların arasından bir kitap çıkarıp getirdi. "Arzu ederseniz alıp okuyabilirsiniz." dedi.
Anneannemin anlattıklarını destekleyen bir çok ortak anlatımla karşılaştım. Şeref Garajı, Halk Evi, Ulucami'de verilen Kur'an dersleri ve anneannemin gelinlik çeyizim dediği İznik gölünün ay ışığı altındaki o romantik silüetinin olduğu ipek yastık... Meğersem o ipek yastıklara bu resimleri çizen Aziz Nesin'miş. Kim bilir anneannem gibi kaç kişi o ipek yastıklarda yer alan bu yağlı boya resimleri Aziz Nesin'in yaptığını bilmeden saklıyordur hala?..
Bu kez Bursa seyahatim Kitap Evi sayesinde anneannemin Bursa'sına oldu. Kitapları süs olarak kütüphanelerde saklayanların aksine okuyan ve okutan bir otel. Kitap Evi ve çalışanlarını yürekten kutluyorum. Teşekkürler Kitap Evi bana anneannemin Bursa'sını tanıttınız.
"Mekanın Bursa olsun anneanne!"
16 Mayıs, H.A.
16 Mayıs, H.A.
0 yorum:
Yorum Gönder